Günümüzde "Demokratik Toplumcu Çağrı"
21 Ekim 2025, Salı 09:46
Ahmet Taner Kışlalı'nın kaleme alıp, otuz dört demokratik kitle örgütünün imzaladığı "Demokratik Toplumcu Çağrı" metni 26 Nisan 1998’de Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlanmıştı. Metine imza atanlar arasında ÇYDD, ADD, Aydınlanma 1923 Dergisi ve Eğit-Der gibi dönemin etkin hareketleri vardı. Metin, yazıldığı dönemin sorunlarına çözüm arayışının bir sonucu olmasına karşın günümüz Türkiye'sindeki pek çok tartışmaya da ışık tutar nitelikte. Bu durum da Kışlalı’nın ne büyük bir aydın olduğunun göstergesi.
Kışlalı'nın metinde vurguladığı birçok sorun, günümüz Türkiye'sinde farklı biçimlerde de olsa varlığını sürdürüyor.
Yapısal Bunalım ve Kurumsal Yozlaşma: Kışlalı, devlet kurumlarındaki yozlaşma ve siyasi partilerin toplumdan kopukluğunu "yapısal bir bunalım" olarak tanımlar. Bugün de benzer şekilde, yargı bağımsızlığı, liyakat, şeffaflık ve denetim mekanizmalarındaki zayıflıklar sıkça tartışılmaktadır. Devletin tepesinde kuvvetler ayrılığı ortadan kalktı. Tüm siyasi partilerin lider odaklı yapısı ve parti içi demokrasinin günden güne artmaktadır. Liyakat değil sadakat ön plandadır.
Laikliğin Durumu: Metinde "laik demokratik cumhuriyetin tehdit altında" olduğu ve devletin laik yapısının bozulduğu belirtilmektedir. Günümüzde de laiklik ilkesi, eğitim sistemi, Diyanet'in rolü ve toplumsal yaşamdaki yansımaları üzerinden siyasi ve toplumsal tartışmaların merkezinde yer almaktadır. İmam-Hatip okullarının ortaokul düzeyine çekilmesi, bazı bölgelerde karma eğitimin fiili olarak sonlandırılmış olması ve ÇEDES uygulamaları laikliğin durumunu daha da geriletmiştir, Tevhid-i Tedrisat’tan giderek uzaklaşılmıştır.
Gelir Dağılımı ve Sosyal Devlet Anlayışı: Metinde Türkiye'nin gelir dağılımı en bozuk ülkelerden biri olduğuna, emeğin payının azalıp sermaye gelirlerinin arttığına ve "sosyal devlet" anlayışının terk edildiğine dikkat çekilmişti. Bugün de yüksek enflasyon, artan hayat pahalılığı, gelir dağılımındaki adaletsizlik ve derinleştiren yoksulluk en temel sorunlar arasındadır.
Kemalizm'in Yeniden Yorumlanması
Kışlalı, Kemalizm'i 1920'lerin koşullarında donmuş bir ideoloji veya "Atatürk bekçiliği" olarak görmez. Aksine onu, "demokratik toplumcu" öze sahip, sürekli devrimcilik ilkesine dayanan dinamik bir çağdaşlaşma projesi olarak tanımlar.
Milliyetçilik Anlayışı: Kışlalı'nın ırk veya dine değil, kültür ortaklığına dayanan ve etnik "alt kimlikleri" ulusal "üst kimliğin" parçası sayan ulusçuluk tanımı, günümüzdeki kimlik siyaseti ve etnik sorunlara dair tartışmalarda birleştirici bir model olarak öne çıkmaktadır. Anayasa’nın 66. Maddesinin değişikliği göz önünde bulundurulduğunda tespitin ne denli önemli olduğu ortaya çıkmaktadır.
Devletçilik Anlayışı: Özel girişimi esas kabul eden ancak toplum yararı gerektirdiğinde devleti görevli sayan "araçsal" devletçilik anlayışı, günümüzün serbest piyasa ekonomisi tartışmalarında kamu müdahalesinin sınırları ve gerekliliği konusunda dengeli bir perspektif sunar.
Halkçılık ve Sivil Toplum: Kışlalı, halkçılığı toplumsal ayrıcalıklara karşı sosyal adaleti savunan bir ilke olarak tanımlarken cumhuriyetçiliği de Köy Enstitüleri, Türk Dil ve Tarih Kurumları gibi örneklerle sivil toplumcu ve katılımcı bir demokrasi olarak yorumlar. Bu yorum, devlet ve sivil toplum arasındaki ilişkiyi yeniden düşünmek için önemli bir başlangıç noktasıdır.
Günümüz Gündemine Dair Çözüm Önerileri
Güneydoğu Sorunu: Kışlalı, çözümün "ulus-devleti yıkmaktan" değil, tüm bireylerin eşit haklara kavuşturulması, bölgeler arası dengesizliklerin giderilmesi ve yerel demokrasinin güçlendirilmesinden geçtiğini belirtir. Bu yaklaşım, günümüzde devam eden ve merkeziyetçilik ile yerel özerklik arasında sıkışan tartışmalara bir orta yol sunmaktadır.
Küreselleşme: Metin, küreselleşmeyi bir gerçek olarak kabul ederken, ulusal çıkarları koruyan ve "eşit uluslar arasında bir küreselleşmeyi" savunan Atatürk dönemi modelini önerir. Bu bakış açısı, bugünün dünyasında ulusal egemenlik ve küresel bütünleşme dengesini kurma arayışında yol göstericidir.
Kadın ve Çevre Hareketleri: Kışlalı, kadın ve çevre hareketlerini "demokratik toplumcu düşünceye" yeni destekler sağlayacak ve onu geliştirecek iki önemli kaynak olarak görür. Kemalizm'in attığı tohumlarda yeşeren kadın hareketini, çağdışı eğilimlere karşı en önemli direniş odaklarından biri olarak tanımlar. Bu tespit, günümüzde toplumsal muhalefetin en dinamik unsurları olan bu iki hareketin, demokratik bir toplum inşasındaki merkezi rolünü öngörmesi açısından oldukça değerlidir.
Sonuç olarak, Ahmet Taner Kışlalı'nın kaleme aldığı "Demokratik Toplumcu Çağrı", Türkiye'nin temel sorunlarının kökenlerine inen ve onlara Kemalizm'in özünden hareketle evrensel sol ve demokratik değerlerle bütünleşen çözümler sunan bir metindir. Kışlalı'nın analizi, günümüz Türkiye'sinde yaşanan kurumsal, ekonomik ve toplumsal sorunları anlamak ve bu sorunlara karşı laik, demokratik, adil ve toplumcu bir çıkış yolu aramak için hala geçerli ve ufuk açıcı bir perspektif sunmaktadır.


Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum